10 Kasım 2014 Pazartesi

2014'ün Favorileri; Doğuramayanlar

Gönderen Unknown zaman: 00:13 0 yorum
2014 yılının sonuna yaklaşırken bu yıl kıskandığım, hasetimden çatladığım, "İlerde bende böyle olur muyum acaba?" diye kendi kendimi sorguladığım, bir çok olay oldu. Bende karar verdim, bunlara dair yazıları paylaşayım, hem nostalji olsun neler geçirdiğimizi hatırlayalım hem de siz de benim gibi "Vaay be keşke bende öyle/orada olsaydım" diyecek misiniz bir bakalım dedim.

Yazının başından da anlaşıldığı gibi bu yılın en dikkat çekici hamilelerinden bahsedeceğim. Bana göre tabikiii.

Eveeet. Başlıyorum.


Ben ilk olarak Drew Barrymore'dan bahsetmek istiyorum. Harpers Bazaar çekimlerine bakıyorum sonra şu haline bakıyorum resmen hamile kalınca götü başı salan Türk hanımları gibi olmuş ya. O kadar güzel, tatlı hatun nasıl şu hale gelebilir aklım almıyor.


Özellikle sokak hallerini de inceledim baya salmış kendini hayır bu kilolar sonra nasıl gidecek diye ben kendi kendime dert ediyorum. Zaten üzülmeye meyilliyim. Kalçalarına sağlık, 


Kerry Washington gebelik stiliyle davetlerde göz dolduran ünlülerdendi Valla ne yalan söyleyeyim özellikle kadının sokak stilini merak edip araştırdım acaba o da götü başı salmış mı hasetlenmiyim bu hallerine bakıp dedim ama bi' tane fotoğraf bulamadım. Golden Globe'da Balenciaga görünüşüyle gayet anne melekliği gelmiş hatuna. Amaa crop top ile böyle bir şıklık ancak Prada'da olurdu belli olmayan gebeliğini elini karnına götürerek gözümüze sokmuş. Ayy çok konuştum.


Ya nedendir bilmem ben Olivia Wilde'a bayılıyorum. Hamilelik şirinliği gelmiş hatuna, Oscar yazısında da söylediğim gibi ba-yıl-dım. Golden Globe'da da rengini açtırdığı saçlarıyla inanılmaz güzel görünüyor. 


Sokakta gezerken bile bir şirinlik abidesi, tatlılık muskası.


Scarlett Johansson güzelliği diye bir şey var. Kadın her haliyle seksi. 
Davetlerde ayrı bi' seksi tabi ki.


Tabi o da biraz irileşmiş Drew gibimsi ama en azından o kadar itici durmuyor. Asilliğine devam.


Bir liste düşünün ki Kardashian'ların olmadığı. Mümkün mü? Değil. Bu yılın bir diğer gebesi Kourtney Kardashian, Bence bu yılın çirkin gebelerinden. Hamilelik nasıl birine yakışmaz ki, anlamıyorum. Drew bile bi miktar şirin olmuş.


Göbeğini gözümüze sokmak istercesine dar giymiş iiiyrenç. İlk görüntü yine de ehh kıvamında.

 

Sıra benim bebeğime geldi ki, Mila Kunis bayağı bir aşk kıvamında bende. Bu kadar güzel, tatlı, şirin, koca gözlü başka hatun var mı? Ashton Kutcher ile birbirlerine olan aşkları "Ay bende istiyoooom" cinsinden beni kıskandıracak kadar güzel. Hamileyken ayrı bir tatlı, daha bir doğal. Ben seviyorum ya laf söyleyemem.


Rahatlığından bir şey kaybetmemiş. Geçtiğimiz günlerde doğdu kızları. Ashton'da çok tatlı bir şekilde ilan etti hatta.


Finali bomba gebelikle yapıyorum. Blake Lively


Asillikle hepimizi çatlatan, güzelliğiyle "Hey maşallah" dedirten hatun. "Allahım nooolur bende öyle olayım" dedirtti her fotoğrafı.


Sokaktaki feşın biloger halleri "Ya bu da hamileyse diğerleri ne" diye çatlayıp duruyorum.



Bence bunlar bu yıla damga vuranlardı e tabiki yazı upuzun olmasın diye yazamadıklarım var ama bunlar en göz önünde olanlar.

Öpüyorum bebeyimler. :*
Yazın ulaşın mesela. 
Merak ediyorum sizleri.

21 Eylül 2014 Pazar

Bitkisel Mucizeler; Aloe Vera

Gönderen Unknown zaman: 14:36 0 yorum
Şimdi sizlere yine bir mükemmellik yapıp belki de bir çoğunuzun canını sıkan bir sorunu çözüme kavuşturmuş olacağım.
Kendim denedim kullandım çokta iyi sonuç aldım.
Başlıktan da belli olduğu gibi mucizevi bitki aloeverayı anlaticiiim.
Bilen biliyor ramazan bayramında göbeğime çaydanlık devrildi ve yandım. Annem sağlık görevlisi ve o bile çok umutlu değildi çünkü daha yeni ocaktan aldığım çaydanlık devrildi ve yanığım  iyi durumda değildi.
Arada taşınma telaşesi falan derken çok düzenli olarak kullanamasam da ciddi anlamda faydasını gördüm fotoğraflarda bile belli olmayacak kadar küçüldü.
Ergenliğimde çıkarmadığım sivilceler şimdi minik minik çıkmaya başlayınca bu mükemmelliği bir de yüzümde kullanmaya başlayayım dedim.
Babamın sedefine bir miktar iyi geldi. Şu yara gibi kırmızı halde olan şekline...
İnternette de okuduğuma göre başka başka bir sürü faydaları da varmış. Alerjileri hafifletiyormuş bağışıklık sistemini güçlendiriyormuş falan...
Gelelim benim nasıl kullandığıma...




Kaşıkla olan şekilde kullanmıyorum ama sanırım o halini başka türde kullanıyorlar(kurutuyorlar vs.). Bitkinin büyük yapraklarından serçe parmağımın yarısı kadar bir parça kesip bir de ortadan ikiye kesiyorum. Keser kesmez içinden bir jel akmaya başlıyor. Yaprağı yanık yerine yüzüme sürüyorum direk ziyan olmasın diye.
İnternette gördüm bir de pudrası yapılıyormuş sizin için bunu da araştıracağım. 
Ama tabi asıl denemek istediğim bundan bir detoks ürünü çıkarıp çıkaramayacağım. Üşenmeyip deneyeceğim.


Ha bu arada ;
 Şu şekilde sonuç alanlar da varmış ne kadar doğru bilemiyorum ama inanırım da.

Takipte kalın çünkü daha bu tipte çok yazı yazarım ben.
Öpüyorum canımlar :*

-Görseller alıntıdır.-

17 Eylül 2014 Çarşamba

Alışveriş Önerileri 2

Gönderen Unknown zaman: 21:30 0 yorum
Bu yaz tatile çıkmadan önce alışverişlerimi internetten yaptım. Ve size 2 yeni öneri ile geldim. 

İlk önerim instagramdan telefon kılıfı. Hâlâ vaktiniz varken denize gidecekseniz eğer su altında da dokunmatik hassasiyeti olan her telefona uyumlu telefon kılıfınızı kapın.

Bu da videom;


Hatta daha iyi kalitede buyrun.

İkinci önerim ise sadece yazlık değil kışlık şeyler de bulabileceğiniz hatta bir sürü şey bulabileceğiniz bir site

Ben Triangle tarzda biri su yeşili öteki fosforlu pembe bikini aldım.
İnanılmaz yardımcı bir hanım size her şeyi teker teker anlatıyor. Bikinilerin uymaması gibi bir sorunla da karşılaşmadım çünkü ölçülerimi verdim o benim için uygun bedeni seçti. Minik bir uuyarım var ürünler yurtdışından geldiği için gecikmelere olabilir. Ayrıca benim gibi bikini almayı düşünen bayanlar dalgıç kumaş bu bikini herkese güzel olmayabilir bu bikiniyi kötü yapmaz. Ben memnun kaldım. Tavsiye ederim. 

Buyrun fotoğraflar;

                 

Öpüyorum bebeyimler. :*
Takipte kalın                






















Leyleği havada gördüysem demek ki...

Gönderen Unknown zaman: 20:01 0 yorum
Bebeğimler durmadan gezdim bu yaz.
Ay inşallah sizde en az benim kadar gezersiniz.
Daha Haziran başında arkadaşımın düğünü için Malatya'ya gittim. Tabi benim hatun bana düğünün mevlütlü bir düğün olduğunu söylemediğinden kısa etekle ve bir karış topuklu ile duaların okunduğu düğünde salındım. Biraz ilgi çekici oldu tabi.



Sonra 1 günlüğüne Temmuz başında Çeşme ve Alaçatı'ya gittim Aya Yorgi Koyu'nda denize girmelisiniz mutlaka. Ben  Babylon Beach Club'a gittim sahilden denize girmek biraz zor olduğu için dubalı iskeleden denize girdim. 





İyi bir gündü azizim. İlk kez Alaçatı'ya gittim. Biraz fazla kalabalık ve İzmir yerlisinden çok İstanbullular vardı. Sokaklardan rakı kokularının geldiği, hayatın hiç durmadığı, damla sakızlarının tükenmediği bir yerdi benim için Alaçatı.



2 3 hafta önce yalnız ve minik bir tatil yaptım. Nereye gittiğim gizli ama sandığınız gibi deniz kenarı falan değil. Kafa dinlemeye gittim. Güzel de oldu. 2 gün bana süper geldi.


Geçen hafta da 1 haftalık Özdere tatiline gittim. Cumartesi günü de Şirince/Meryem Ana/ Kuşadası gezisi yaptım.
Yani ayağım baya uzadı.
E size nereleri gezdiğime dair fotoğraf göstermezsem ayıp olur dedim ve geldim.



     




Bunlar Şirince'den.





Meryem Ana Kilisesinden






Kuşadası'ndan


Öğleden sonra yola çıkıp gece yarısına kadar dışarda iseniz askılı ile yola çıkıp kimono ile geri dönüyorsunuz. 

İki kenarları boncuk işlemeli renkli şortum; Bilenler bilir İzmir'in meşhur Bospa'sından Not:geçen yıldan kalma.
Kimonom Eskişehird'en
Sırt Çantam El yapımı Organik boyalı Hindistan'da üretilmiş. Eskişehir'den o da.
Geri kalanları nerden aldığımı hatırlamıyorum.

Daha yaz bitmedi bence.
Gezin gezebildiğiniz kadar. 
Öpüyorum bebeyimler :*
Takipte kalın.

5 Eylül 2014 Cuma

2 Yeni Ürün/Öneri/Eleştiri

Gönderen Unknown zaman: 02:14 0 yorum

Aç bacım önce şu müziği,


Başlayalım şimdi de yazıyaaa.

Bebeklerim ben bu yazıyı yazamayalı yıl oldu özür diliyorum ama iyi ki de yazamamışım yenisi ile birlikte aradan çıkartmış olacağım.
Şu sektörde koşup gitmeme sırf üşengeçliğim mani oluyor.

AYY! Ben size hâlâ konuyu anlatmadım diiiiğmi.
Bebeğimler ben size bugün The Balm konulu bir yazı yazacağım.

Biliyor musunuz bilemiyorum ama geçen yıl The Balm'ın BalmJovi Paletini 8 Mart Dünya kadınlar günü %50 indiriminden faydalanarak aldım -her yıl oluyor sabah erken kalkın ve kaçırmayın-

Ve yaklaşık 1 buçuk ay kadar önce NudeTude isimli bir kardeş getirdim bebeğime.
İkisinin de iliğini sömürdüm ve size bir öneri/eleştiri yazısı yazmaya karar verdim.

BalmJovi





Her şeyiyle mükemmel olan bu paletin iliğini kemiğini her şeyini sömürdüm. İsim yaratıcılıklarına aşığım The Balm'ın.

DISCO DISCO Luminizer/Aydınlatıcısını fazla ışıltılı bulsam da gece makyajlarında bokunu çıkarmadan kullanabilirsiniz.


Adagio mükemmel bir baz ve fotoğraflarda da gördüğünüz gibi inanılmaz abartıp çukur hale getirmişim kullanarak.

Metal-ica çok çukur değil çünkü sadece göz çukurlarında kullanıyorum. 
Third Eye Blinded bir başka favorim ve bunu bir de Alice Copper ile kombinleyince şahane bir görüntü oluyor. Hafif sür Alice Copper'ı gündüz kullan azıcık koyulaştır bir de gece kullan.










NudeTude



Allahım bu kadar güzel renklerin içinde bulunduğu palet neden benim gözümde bu kadar değersiz.
Binbir kararsızlık ve hevesle aldım ama BalmJovi daha iyi inanın bana.

 

Renkler şahane. İsimleri harikulade. Lakiiiiin renk pigmentleri anlamında o kadar yetersiz kalıyor ki. 

-Alttaki BalmJovi'den üstteki NudeTude- 
Gerçekte daha koyu ama ışığın azizliğine de uğradılar biraz.


Gördüğünüz gibi tek fırça darbesinde her iki paletin de en koyu tonu ile yani BalmJovi'de The Stroke, NudeTude'dan Serious ile etkileri çok net. 
NudeTude fısss diye söndü gözümde. Ya sen NudeTude'sun büyük düşün kendine gel. 36$ senin fiyatın çarp 2 ile 72 TL. BalmJovi  kardeşin 39$ ve içinde iki tane lip/cheek ve bir luminizer artııı blush var içinde. 
Sen tek başına far olarak aynı fiyatsın ve tatmin edemiyorsun bebeğim ayıp.
Haaaa çok sevdiklerim var arasında Sexy, Sophisticated ve Silly inanılmaz güzel renkler ve kulanıyorum bolcana tavsiye ederim.



DİPNOT:
The Balm'ın herhangi bir dudak ürününü kullanmadım hiç ama BalmJovi'deki iki rengi gerçekten çok seviyorum. Milly günlük kullanımda benim gibi nude ruj sevenler için mükemmel bir tercih.
BalmShelter bitti ve 2.sini aldım hâlâ favorilerimden.
Gratis'e çok teşekkürler bu mükemmel markayı bizimle buluşturduğu için.


Kapanışı yapmadan önce hatırlatmak istiyorum her zamanki gibi bana o güzel fikirlerinizi lütfen belirtin. 
Yazın ulaşın mesela. 
Merak ediyorum sizleri.
Kocaman öptüüüüm. :*
Beni merak edin bebeğimler.

18 Ağustos 2014 Pazartesi

Ben bugün...

Gönderen Unknown zaman: 01:33 0 yorum



Bugün haftalar sonra bunalımı aşıp şort giydim attım kendimi Forum Bornova'ya.
Baya ciddiyim arkadaşlar moralim çok bozuk kilolara şort giymiyordum. İlk kez bugün güldüm sayılır kaç gün sonra.
Gittim bir gezdim. Yeni ev yeni ihtiyaçlar diyip IKEA'ya attık kendimizi ama Allaaam öyle çok çeşit var ki başım dönüyor. "Bunu da alalım, bak bu da güzel, bununla bunu kombin yapalım" diyip her şeyi not ederken bulduk kendimizi.









   Herşey mükemmel de bana o 25 m2 'lik oda ve şu mutfağı verin bana noluuuur. Ben ne cupcake'ler hayal ettim bu mutfakta yapılacak aaaah ahh. 
Yakıştım da içine bence. 





Ben bugün naptım, ne giydim, ne süründüm dersek aslında çokta abartılı olmayan doğal smokey eye tarzında bir makyaj yaptım.
Bu makyaj da ne kullandım derseniz;

Naked2 paletinden -aaaa ben size anlatmadım artık Naked2 var bende de- BootyCall sürdüm taban olarak ve sonra Chopper ile ortadan renklendirmeye başladım.

NUDE'tude ile -ki bunu da anlatmadım evet bunu da aldım- Silly isimli farla daha koyu ton girerek smokey havasını verdim.
Göz pınarı kısmını da Sassy isimli far ile hafif aydınlattım. 

Essence eyebrow ile de kaşlarımın şeklini belirginleştirdim. Birde sadece uç kısma sürülüp gözleri çok kısmayan eyeliner sürdüm o kadar. Yetheeeer.

Gündüz vakti olduğu için abartmamayı tercih ettim BalmJovi'den Milly isimli lipbalm ı sürüp bitirdim ki kendisi benim bebeğim bu kadar doğal tonlarla süslenmeli dudaklar. Gündüz vakti kırmızı ruj ne kızlaaaar. Evet siyah beyaz fotoğrafta bu kadar belli oluyor.

   Forum Bornova çok güzel süslenmemiş mi yahu. Renkli fotoğrafta da elimizde belli olan bu kadar kızçeler.

Salopet 5000 yıl önceden deli gibi bol olduğundan 55 kilo olan ben olmuşum size 95 göbekli hatun.
Alın size psikolojim işte. Kendimi böyle görüyorum şu sıralar.
Giydim salopeti oldum daha geniş iri birşey.
Hâlâ da gülüyorum tabi.

Üstümdeki kimono yeni ve daha ilk kez giyme fırsatı buldum.

Gezmek güzel alışveriş güzel her şey güzel de ben poz veremiyorum ya "beyle" hep bir şebeklik hali.
En güzel pozu en sona sakladım ki hah tamam bu sefer olmuş diyin diye.




Kapanışı yapmadan önce hatırlatmak istiyorum ki bana o güzel fikirlerinizi lütfen belirtin. 
Yazın ulaşın mesela. 
Merak ediyorum sizleri.
Bir de fitness salonu bileniniz önerileriniz varsa da yazın lütfen.
Kocaman öptüüüüm. :*
Beni merak edin canımlar :)





15 Ağustos 2014 Cuma

Nerede kaldı eskiler.

Gönderen Unknown zaman: 01:05 0 yorum
"Paranın gözü kör olsun mühim olan insanlık!" diyen abicim/ablacım, valla bu dönemde para mühim şey.
Şu sıralar ya benim isteklerim fazla ya etraf çok pahalı olmuş.

Neden para Lidyalı kardeşim neden?
Kimeydi bu öfken yani, daha sevgi dolu şekilde karşılık verebilirdin. Sarıl, teşekkür et, öpücükle öde ya da.
Neden acısını biz çekiyoruz. Savaşlara biz göğüs germek zorunda kalıyoruz.
Nasıl bu para denen fikri buldun bilmiyorum.

Yapmak istediklerimin listesini yaptım çok birşey değil aslında ama uzun vadeli şeyler olduğu için genele vurunca maliyeti büyük haliyle.


  • Spora gitmek istiyorum
  • Aletli pilatese gitmek istiyorum
İkisi ayrı ayrı evet çünkü ikisinin de çok başka etkileri var. 

  • Gelecek yaz İngiltere'ye gitme işleminin hazırlık aşamalarını hızlandırmak istiyorum
  • Fotoğraf makinesi lazım şöyle profesyonel gezerken görüntülemelik
Bilmiyor olmanız çok normal muhtemelen 6 haftalık bir dil kursu amacıyla seneye yazı İngiltere'de geçireceğim. O gözünü sevdiğim seksi British aksanını kapıp soğuk İngilizlerle sütlü çayımı yudumlayacağım. Sonra Kate'e -Middleton olan- gidip diyeceğim ki "biz senin Düşes olmadan önceki rüküş hallerini de biliyoruz o yüzden bu kadar mükemmelliği bize yutturamazsın gülüm" diyeceğim. "Üzülme sen gönlümüzün prensesisin" diyip teselli edeceğim sonra da.

O İngiltere bana dar gelecek ordan İrlanda'ya gideceğim sonra bir sürü yer daha. Ama ne yazıkki bunlar öpücükle ödenmiyor.
  • En cici ihtiyacım alışveriş çünkü her ne kadar o mağazaları çok sevmesem de damarlarım alışveriş istiyor annıyonuz mu?!
Naked2 ve NudeTude almış olsam da isteklerim kozmetiğin ötesinde. O skinny jeansler boyfriend jeansler çeşit çeşit olsun dolabımda ayakkaplarım rengarenk dolsun kot şortları kazıyarak çıkarsınlar istiyorum. Bulduğum instagram adresleri beni komaya sokuyor arkaaaşlar ölüyorum annasanıza. :(

Uzun zaman sonra böyle içimi dökerek geri döndüm sizlere sonra yine bir alışveriş yazısı patlatıcam merak etmeyin. Laptop'um ve ben yine buralardayız.

Takipte kalııın. :)
Öpüyorum bebeklerim. :**

17 Temmuz 2014 Perşembe

Saksı Olmanın Faydaları.

Gönderen Unknown zaman: 19:58 0 yorum
Şu öneriler işini daha düzenli hale getirdiğim takdirde beni daha çok sevecekseniz.

Neyse artık napalıım.
Bu haftanın önerisi -sanki her hafta yapıyormuşum gibi- önce filmini izleyip merak ederek kitabını da aldığım hem kitabını yazıp hemde filmini senaryolaştırarak yazıp yöneten Stephen Chbosky imzalı Saksı Olmanın Faydaları / The Perks of Being a Wallflower.



Film 2012 yılında Komedi-Dram olarak çıkmış ama bana göre filmde komedi unsurları çok fazla değil. Filmin sonunu izleyene kadar her şey çok güzeldi ve sonunda bir anda ağladım. Nedeni spoiler olur açın izleyin o yüzden.
Neysee.
Ben filmi ve kitabı anlatmaya başlayayım. Kitabın mükemmel bir uyarlaması beni hayal kırıklığına uğratan tek bir anı bile olmadı. Müzikleri ve kitabında daha detaylı belli olan şarkı zevkini okuyunca aşık olabilirsiniz. Uf ne uzattım başlayamadım bir türlü.
Charlie, en yakın ve tek arkadaşı liseye başladığı yıl intihar etmiş, yalnız, sorunlarla baş etme konusunda çokta başarılı olmayan bir genç. Tam bu sırada iki üvey kardeş Sam ve Patrick ile tanışıyor. Onlar son sınıf bizim oğlan çömez. O kadar mükemmel bir arkadaş grubuna dahil oluyor ki hiç olmadığı kadar sosyalleşiyor ama geçmişinin sorunları onun hayal görmesine sebep olup peşini asla bırakmıyor. Hikayenin sonunda o büyük sorunu öğreniyoruz.

Tam bir gençlik kitabı ve filmi olmasının yanında bence vakit geçireceğiniz güzel bir film.

11 Mayıs 2014 Pazar

Pazar önerisi...

Gönderen Unknown zaman: 18:52 0 yorum
Biliyorum şu sıralar çok şey yazamadım ama aklım çok dolu canım pek sıkkın şu sıralar. İnanın bana anlatabilirsem çok güzel şeyler anlatmak istiyorum sizlere.
Neyse.

Ben bu hafta sonumu çok güzel iki filmle taçlandırdım.
Güzelden çok güzele doğru anlatıyorum toplaşın.


İlk filmimiz Liberal Arts.



2012 yapımı olan bu filmi Josh Radnor hatırına izledim. Bilirsiniz How I Met Your Mother'ımızın Ted'i. Adam hem yazmış, hem yönetmiş yetmemiş bir de başrolde oynamış. Yanına da almış Elizabeth Olsen'ı güzel güzel oynamışlar.

Filmin temeli kitaplara dayanıyor aslında. Aralarında 16 yaş fark olan 35 yaşındaki Jesse ve 19 yaşında üniversite öğrencisi olan Zibby-yani Elizabeth ki böyle kısaltma mı olur allasen çok çirkin- arasında bir çekim oluyor.


Bu filmle ilgili en sevdiğim şey ne diye sorsanız bana Elizabeth Olsen'ın oynadığı Zibby karakteri. Çünkü aşık Zibby'nin halleri, sevdiği adamın yüzünü ellerinin arasında tutup öpmesi, eski kafalı mektuplaşmak isteme halleri, sevdiği müzikler bile çok ben gibi. Benden bir şeyler o halleri.

Bu filmle ilgili en nefret ettiğim şey ise, sonu. Spoiler yok. Sustum.

Gelelim ikinci ve çok güzel olana...

Bu yıl En iyi Özgün Senaryo dalında Oscar ödülü de almış olan "Her".


Bence kesinlikle haketmiş film o ödülü. İnanılmaz güzel bir gelecek hayali gibi.
Yalnız bir yazar olan insanların vakitleri olmadığı için mektuplarını başkasına yazdırdığı bir şirkette çalışan Theodore teknolojinin bu çook geliştiği dönemde yalnızlığına ortak olsun diye bir işletim sistemi satın alıyor.


Yapay zekalar almış başını yürümüş. Bilgisayarlarla baya sohbet edebildiğiniz bu dönemde Theodore satın aldığı işletim sistemi Samantha ile "tanışıyor."


Düşünsenize istediğiniz anda yanınızda olan sizi yargılamadan sizinle konuşan ihtiyacınız olduğu her an konuşabileceğiniz, sesinizin tonundan nasıl olduğunuzu anlayan biri. 

Ya sizce de çok güzel bir işletim sistemi değil mi? Ha bunun dışında filmdeki oyunda çok güzel belirtmeden edemeyeceğim.


Sesiyle Samantha'ya can veren, film boyunca hiç görmediğimiz ahh keşke görsek dediğimiz seksilik ne demek canlı kanıtı olan Scarlett Johansson da bu film de.

Filmle ilgili en sevdiğim şey, senaryosu, hayaller, düşünülen dünyanın güzelliği ve filmin müzikleri.

Filmle ilgili en sevmediğim şey, kıyafetlerin bu kadar retro olması, sonu da çok hoşuma gitmedi ama olsun katlanılmaz değil.



 

Çikolatalı Muhabbetler Copyright © 2012 Design by Antonia Sundrani Vinte e poucos